ÇANAKKALE TÜRKÜ MASALI

 VATANIN ALTINDAKI

CANAVAR

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde    Çanakkale diye bir diyar varmış.

Çanakkale diyarında hep bahsedilen bir canavar varmış.

Bu canavardan Çanakkale halkı o kadar nefret ediyormuş ki, adını ağızlarına almak bile onlar için bir küfürmüş.

Bu canavardan Çanakkale halkının nefret etme sebebi, canavar olması değil, içindeki kötülükmüş.

Çanakkale halkını sömürerek diyarı kendi avucuna almak istemesiymiş.

Denizin içinde yaşayan canavar, yaşadığı yeri önemsemeden halkın yaşadığı diyarı da ele geçirmek istiyormuş.

Canavar neredeyse her gün bu halkı korkuturmuş.

Canavar, yaşadığı denizde dalgaları elleriyle yine ve yine yükselterek halkın Aynalı Çarşı denilen ortak meydanına su atarmış.

Canavar, halkı rahatsız etmekten hiç almadığı kadar keyif alırmış.

Halk, canavara bundan vazgeçmesi için türlü şeyler yapsa da canavar vazgeçmemiş.

Canavar böyleymiş; hep kötülük sayesinde mutlu olurmuş.

Canavar ne kadar bu halka gözdağı verse de, onlara kafasında bir süre vermiş.

Ve o süre dolduğunda, o diyar artık vatanına, halkına bağlı kalmayacakmış.

O süre dolduğunda, Çanakkale diyarı artık halkın düşmanı olan canavarın olacakmış.

Çanakkale halkı, canavar yüzünden su altında kalan Aynalı Çarşı’yı hep aynı sabırla siler, kuruturlarmış.

Aynalı Çarşı onlar için çok önemliymiş.

Ama en önemlisi de diyarları, vatanlarıymış.

Halk, canavarın gücü ve büyüklüğü sayesinde ona bir şey yapamayacaklarını bilirmiş.

Ama artık canavara dayanamayacaklarını ve daha güçlü bir saldırıya geçmenin zamanı geldiğini düşünmüşler.

Canavar, her sabah 05.30’da Çanakkale diyar köprüsünün altından geçip Aynalı Çarşı’ya varırmış.

Halk bu bilgiyi bilmeleriyle sinsi bir plan hazırlamış.

Halk, canavarın o diyârı fethedeceğini, ele geçireceğini o gün hiçbir şekilde bilmiyormuş.

Ama canavarın da bilmediği bir şey varmış:

Halkın da o gün canavarı ele geçireceğiymiş.

İki soru varmış:

Canavar mı kazanacakmış? Vatan mı?


Savaşa gidecek olan her yiğidin anne babasının o gün, evlatlarının geri dönme ümidi kesilmiş.

Ama bilirlermiş ki, bu halkı o düşmandan koruyacak kişiler yine halkmış.

Göğüsü vatan sevgisiyle kabaran, vatanmış.

Saat gece 02.30’da Çanakkale diyarı halkı, diyar köprüsüne hazırladıkları tüm silahları yerleştirmiş.

Halk da teşkilatlanıp hem boğaza hem de Aynalı Çarşı’ya gizlice kurulmuş.

Halkın elindeki silahların yanı sıra kalplerindeki vatan sevgisi her şeye bedelmiş.

Canavar, halkın onlara saldıracağını bilmediği için yüzünde alaylı bir gülümseme ile yuvasından çıkmaya başlamış.

Canavar, Çanakkale Boğazı’nın hemen altında durduğunda bedeni suyun üzerine çıkmış; daha hiçbir şeyden haberdar değilmiş.

Canavar boğazdan geçip Aynalı Çarşı’ya varacağı an, içindeki zafer duygusunu bölen şey halkın sesi olmuş.

İlk saldırı, köprüye sinen halk tarafından yapılmış.

Canavar bu saldırıya habersiz yakalandığı için ağır yaralar almış ama var gücüyle köprüdeki halkla savaşmaya başlamış.

Çocuk, adam, yaşlı demeden savaşan çoğu kişi köprüde can verse de biliyorlarmış ki emeklerinin asla boşa gitmeyeceğini,

kanlarının asla yerde kalmayacağını.

Canavar ve köprüdeki halk savaşmaya devam ederken, ikinci plan devreye girmiş.

Aynalı Çarşı’da saklanan halk, canavarın hemen arkasından güçlü bir saldırı düzenlemiş.

Bu saldırı karşısında denize düşen canavar, düşünebileceğinden çok daha ağır hasar almış.

Ama canavar bir şekilde denizden kalktığında halk şaşırmamış.

Şaşırmamasıyla birlikte son güçleriyle savaşmaya devam etmişler.

Canavar mı galip gelmiş, halk mı?

Savaş bittiğinde kafalardaki iki soru da cevaplanmış.

Ölen onca kişiden sonra, halk savaşı kazanmış ve diyarlarını ele geçirmeye gelen canavarı ustaca alt etmiş.

O gün onlarca cenaze kalkmış, onlarca gençlik hayatına son vermiş.

Ama Çanakkale diyarının altında yatan aslan yiğitler, o gün bir hiç uğruna savaşmamış.

Aksine, vatanlarını, diyarlarını düşmana, yani canavara, asla vermemişler.

EBRAR DEVECİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

EDEBİYAT FESTİVALİ

FARKLI BAKIŞ AÇILARI